GAZİANTEP – ​Boşanmaların sadece aileyi değil tüm toplumu ilgilendirdiğini söyleyen Uzman Arabulucu Avukat Serdar Serçe, hayata geçirilmesi planlanan aile arabuluculuğunun, ailelerin korunmasına büyük bir katkı sağlayacağını söyledi.

Türkiye’de son yıllarda arabuluculuk uygulaması birçok alanda uygulanıyor. Adalet Bakanlığı, yaklaşık 6 yıl önce uyuşmazlıkları mahkemeye gitmeden çözmek için “Arabuluculuk” sistemini kurdu ve geçen sene iş hukukunda başlayan zorunlu arabuluculuk uygulamasının uygulama alanı her geçen yıl farklı alanları kapsayarak genişliyor.

Geçtiğimiz gün Adalet Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen “Birinci Yılında Dava Şartı Arabuluculuk Sempozyumu”nda Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, “Aile arabuluculuk sistemini” de tüm kamuoyunun tartışmasına açacaklarını ve en güzel şekilde hukuk sistemine kazandırmaya hedeflediklerini söyledi.

Gaziantep Alternatif Tahkim ve Arabuluculuk Merkezi (GATAM) Kurucusu Uzman Arabulucu Avukat Serdar Serçe, son yıllarda bazı alanlarda uygulanan zorunlu arabuluculuk sisteminin ayrıntılarını ve hayata geçirilmesi planlanan “Aile arabuluculuk sistemi” ile ilgili İLKHA’ya konuştu.

Serçe, anlaşmazlık yaşayan taraflar arasında mahkemelik olmadan kanunlar çerçevesinde orta yolu bulmalarını sağlayan “Arabuluculuk” sisteminin uyuşmazlık çözümünde vatandaşlar tarafından çokça tercih edildiğini belirtti.

Arabuluculuk sayesinde iş mahkemelerinin iş yükünün azaldığını ve aynı zamanda toplumsal barışa da katkı sağladığını belirten Serçe, arabuluculuğun kaybedeni olmayanın bir çözüm yolu olduğunu ifade etti.

Aile müessesesinin toplumun en önemli temeli olduğunu belirten Serçe, bir ailenin parçalanmasının sadece o aileyi değil toplumun tamamını ilgilendirdiğini, bundan dolayı hayata geçirilmesi planlanan aile arabuluculuğunun ailelerin korunmasına büyük bir katkı sağlayacağını ve bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.

“Bizim kültürümüz ailenin devamını sağlamaktan yanadır”

Serçe, “Özellikle bizim bu coğrafyanın kültürü ailenin devamını sağlamaktan yanadır. Boşanma en son çaredir. Taraflar eğer gerçekten sorunlarına çözüm bulamıyorlarsa o zaman elbette nasıl evlenmek bir hak ise boşanmak da tarafların bir hakkıdır. Fakat günümüzde tarafların en büyük eksikliği iletişim kanallarının açık olmaması, karşılıklı iletişim ve diyaloğa geçmemeleri, sorunları hep kendi cephelerinden yorumlayıp, ona göre çözüm üretmeleridir. İşte arabuluculuk müessesesi tam da bu anlamda gerçekten aile arabuluculuk kavramı bu anlamda toplumun psikolojik ve sosyolojik olarak yükünü çekecek, toplumu rahatlatacak bir kurum olacak. Biz bu konuda bakanımızın beyanatlarını büyük bir memnuniyetle karşıladık. Bizim toplumumuzun temel taşı olan ailenin korunması anlamında sorunların çözümü, boşanma oranlarının da en az seviyeye azaltılması anlamındaki çalışmaları çok değerli buluyoruz.” dedi.

“Aile arabuluculuğu bizleri ve toplumu memnun edecektir”

En kısa zamanda aile arabuluculuğu sisteminin hayata geçirilmesinin hem kendilerini hem de toplumu memnun edeceğini belirten Serçe, “Birkaç yıldır bu çalışmaların alt yapısının olduğunu bizler bizatihi biliyoruz. Bakanımızın da beyanlarıyla bu toplumumuzda bir tanınırlık ve bilinirlik yarattı. Gayet iyi bir süreç olacaktır. İnşallah en kısa zamanda aile arabuluculuğu müessesesinin gelmesi bizleri ve toplumu memnun edecektir. Aile arabuluculuğu birazda hassas bir konudur. Bunun eğitimi diğer arabuluculuk müesseselerine göre daha farklı ve kapsamlı olacaktır. Meslektaşlarımız olarak bizler sürekli boşanma süreçlerinin ve boşanma davalarının içerisindeyiz. Tarafların yani gerek kadın gerek erkeğin yaşadığı zorlukları gayet iyi ve en doğru ve sağlıklı bir şekilde biliyoruz. Hukuki olarak çözümlerini de biliyoruz. Kamu düzenini ilgilendiren yani aile içi şiddet bölümünü, kadına şiddet bölümünü ilgilendiren konular dışında tarafların özgürce tasarruf da bulunulabileceği tüm hak ve alacaklar kapsamında arabuluculuk müessesesinin aile hukukunda da uygulanması çok yerinde ve faydalı olacaktır.” ifadelerini kullandı.

“Boşanma süreçlerinde en büyük darbeyi çocuklar alıyor”

Serçe, toplumun büyük bir kesiminin büyükşehirlerde yaşaması ile birlikte daha önce toplumda aile, mahalle, ilçe ve semt büyüklerinin araya girmesi ile çözülen sorunların günümüzde yabancılaşma ile birlikte bu tür çözüm yollarının kapandığını belirterek, şunları söyledi:

“Çünkü toplumumuzun geneli yani yüzde 85’i büyükşehirlerde yaşıyor. Bu da doğal olarak insanların birbirlerine yabancılaşmasını, tarafların sorunlarına çözüm ararken direk mahkeme yani yargı yoluyla çözüm aramalarına neden oluyor. İşte tam da bu noktada arabuluculuk müessesesi vatandaşlarımıza adliye koridorlarından, adliyede beklemelerden, geciken ve uzayan yargı süreçlerinden alıkoyacak ve yine bir masa etrafında arabulucu eşliğinde sorunlarını karşılıklı olarak birbirlerine bir saygı ve sevgi çerçevesinde, karşılıklı haklar ve menfaatleri çerçevesinde sunacaklar. Biz çok iyi biliyoruz ki boşanma süreçleri taraflar boşanmaya karar verseler bile kırılıp, dökülmeden karşılıklı bir ilişkiyi sonuçta arada çocuklar da oluyor. Gerçekten boşanma süreçlerinde en çok sıkıntıyı çocuklar yaşıyor ve en büyük darbeyi çocuklar alıyor. İşte bu süreçte çocukların daha az darbe alması özellikle kadının daha çok korunabilmesi anlamında mağdur olan kadınların ve mağdur olan erkeğin korunabilmesi anlamında diyalogların sağlıklı olarak yürüyebilmesi anlamında aile arabuluculuk müessesinin biz çok faydalı olacağını düşünüyoruz.” şeklinde konuştu.

“Arabuluculuk sistemi 2012 yılında çıkan yasayla yürürlüğe girdi”

Türkiye’de arabuluculuk sisteminin 2012 yılında yürürlüğe girdiği bilgisini veren Serçe, “Arabuluculuk sistemi ülkemizde 2012 yılında çıkan yasayla girdi. 2013 yılında da ihtiyari arabuluculuk olarak vatandaşın özgürce üzerine söz söyleyebildiği uyuşmazlıklarda kamu düzenini ilgilendirmeyen uyuşmazlıklarda ihtiyari olarak arabuluculuk Türkiye’nin gündemine girdi. Biz GATAM olarak 2013 yılından beri ihtiyari arabuluculuk görüşmeleri ile vatandaşlarımızın sorunlarına bir masa etrafında barışçıl yöntemlerle çözüyoruz. Bu uygulamanın yavaş yavaş işlevlik kazanmasıyla birlikte 2018 yılı 1 Ocak İtibariyle Türkiye’de işçi ve işveren uyuşmazlıklarında iş barışının sağlanması anlamında ve mahkemelerin iş yükünü azaltılması anlamında zorunlu arabuluculuk uygulamasına geçildi.” diye konuştu.

“Mahkemelerin iş yükü yüzde 60 civarında azaldı”

Bu uygulama bir yıl içerisinde çok büyük bir başarı elde ettiğini anımsatan Serçe, “Özellikle de Türkiye genelinde yaklaşık 350 bin civarında bir zorunlu arabuluculuk başvurusu oldu. Bunun dışında 70 binde ihtiyari arabuluculuk görüşmesi yapıldı. 2018 yılı içerisinde de toplam 420 bin sorun, dava ve iş yükü arabuluculuk yoluyla çözüme kavuşturulmaya çalışıldı. Bu uyuşmazlıkların yüzde 70’i Türkiye genelinde barışçıl yöntemlerle, anlaşmayla sona erdi. Mahkemelerin iş yükü de ortalama yüzde 60 civarında azaldı. 2017 yılında adliyelerde iş davalarıyla ilgili yaklaşık 240 bin dosya açılmışken, bu sayı 2018 yılında 92 bine düştü. Böylece vatandaş hem kısa sürede sorununu çözmüş oldu hem de iş barışı sağlanmış oldu. Toplumsal barış sağlanmış oldu.” diye belirtti.

İşçi ve işveren uyuşmazlığında hukukçu meslektaşları tarafından gösterilen arabuluculuk başarısına da istinaden 1 Ocak 2019 yılı itibariyle ticari uyuşmazlıklarda zorunlu arabuluculuk döneminin başladığını hatırlattı.

“Arabuluculuk, toplumsal barışa katkı sağlıyor”

Arabuluculuğun toplumsal barışa da çok büyük bir katkı sağladığına işaret eden Serçe, şunları söyledi:

“Aslında bakarsanız arabuluculuk müessesesi bizim toplumsal genlerimizde var. Yüzyıllarca yıldır bu toplum bu coğrafyada ahilik geleneğine uygun, sorunlar barışçıl yöntemlerle çözülmüş ve bu şekilde toplumsal barış sağlanmıştır. Bizim kendi öz kültürümüzden kaynaklanan bu kurum Avrupa ve ABD tarafından alınmış ve yüzyıllardır onlar kendilerinde bu işi daha profesyonel, daha hukuki altyapılarını geliştirerek uygulamışlar. Biz de tekrardan arabuluculuk uygulamasını Türkiye hukuk sistemine kazandırarak toplumsal barışın, huzurun ve sosyal dengenin sağlanması anlamında büyük bir işler gördüğünü düşünüyoruz. Bu süreç giderek daha da farklı kanallarda daha da farklı hukuki sorunlar da çoğalacak.”

“İşçi-işveren uyuşmazlıklarında büyük bir başarı elde edildi”

Arabuluculuk sistemiyle işçi ve işveren uyuşmazlıklarında çok büyük bir başarının elde edildiğini ifade eden Serçe, “Yani bu rakamlarla ortada, işçi-işveren kardeşçe arabuluculuk uygulamasının etrafında onun bulunduğu ortamda masadan el sıkışarak da olsa dostça kalktılar. Sorunlarını çözemezseler ve anlaşamazlarsa dahi taraflar birbirlerine karşı bütün duygularını düşüncelerini sözlü ifade ederek en azından psikolojik olarak bu masadan rahatlamış bir şekilde kalktılar. Çünkü bizim hukuk sistemimiz sözlü yargılama sistemi değil yazılı yargılama sistemi. Vatandaş adliye koridorlarında beklerken strese ve sıkıntıya giriyor. Mahkemede kendini yeterince ifade edemiyor ve yeterince de söz alamıyor. Ama arabuluculuğun bulunduğu ortamda bizim gibi arabuluculuk merkezlerinde vatandaş karşılıklı olarak sevgi ve saygı içerisinde sorunlarını dile getiriyor. Çözüm önerileri konusunda inisiyatif tamamen iki taraftadır. İşçi ya da işveren ya da iki tüccar masa etrafına geldiğinde sorunlarını ve çözümlerini de kendileri üretiyorlar. Arabulucular da bu işi açık uçlu sorularla insanlara sorunlarını çözemedikleri takdirde neler ile karşılaşacaklarını, yargılama süreçlerinin uzunluğu, yargılamanın pahalı oluşu ve yapacakları masraflar yargılamanın gecikmesi sırasında yaşayacakları manevi sıkıntılarla nasıl baş edeceklerini göstererek uyuşmazlığın barışçıl yöntemlerle çözülmesine çok büyük katkı sağlıyorlar. Ben bu hususta özellikle arabulucu meslektaşlarımıza ayrıca teşekkür ediyorum.” diye konuştu.

“Arabuluculuk görüşmelerine taraflar avukatları ile katılsın”

Serçe, “Yine vatandaşlarımızdan bir ricamızda var. Arabuluculuk görüşmelerinde mutlaka taraflar kendilerine bir hukukçu tarafından temsil ettirsinler. Görüşmelere avukatlarıyla birlikte gelsinler. Hukuki anlamda haklarını daha iyi anlasınlar. Çözüme avukatlarıyla birlikte varmaya çalışsınlar. Biz arabuluculuk müessesinde de taraf vekilliğinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu hususta ayrıca vatandaşlarımıza çağrıda bulunuyoruz. Ekonomik gücü olmayan vatandaşlarımız özellikle baroların adli yardım bürolarında arabuluculuk görüşmeleri için de adli yardımda bulunabilirler.” ifadelerini kullandı.

“Gaziantep’te arabuluculuk konusunda büyük bir başarı var”

Gaziantep’te yaklaşık 5 bin işçi-işveren uyuşmazlığının arabuluculuk merkezlerine intikal ettiğini dile getiren Serçe, “Bu uyuşmazlıkların yüzde 75’e yakını da anlaşmayla çözüldü. Gaziantep’te açılan dava sayısı bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 80 azaldı. Bu Türkiye ortalamasının üzerindedir. Gaziantep’te arabuluculuk konusunda bir başarı var. Vatandaşımızın bu müesseseye bir güveni var ve giderek daha da yaygınlaşıyor. Çoğu zaman da vatandaşlarımız kendileri ihtiyari olarak çözümlerini sağlayabilmek adına arabulucuya başvuruyorlar. Biz de vatandaşların sorunlarını en kısa yoldan ve en hızlı şekilde tarafların istediği şekilde çözmeye yardımcı oluyoruz.” diye belirtti.

(İbrahim Koçyiğit-İLKHA)

Kaynak: https://ilkha.com/haber/90782/arabuluculuk-ailelerin-korunmasina-buyuk-katki-saglayacak